12 Mayıs 2018 Cumartesi

GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL, UNUTMA ! (1/2)


Hayatta hiçbir şey göründüğü gibi değil.

Zaman zaman unuttuğumuz, ön yargıların düşüncelerimizi ele geçirdiği anlarda; 
maalesef hepimiz gördüğümüzü o haliyle ele alıyor; asıl olanı unutup görüntüde kayboluyoruz.

Kızıyoruz.

Öfkelenip bağırıyoruz.

Ani tepkiler veriyoruz.

Yeri geliyor suçluyoruz.

Küsüyoruz.

Sonradan pişman olacağımız davranışlarda bulunuyoruz.

Oysa o görüntünün ardında kalan gerçek ‘Ben buradayım.’ diye bağırıyor, o anda sağır olan kulaklarımıza.

Peki böylesi fevri davranmamak, daha anlayışlı, daha sakin olmak ve olayların arka planını görebilmek için neler yapmamız gerekiyor?

Gelin beraberce kafa yoralım bir kez daha, bıkmadan usanmadan. Ta ki hepimiz tamamen öğrenene değin.

Öncelikle çocukluğumuzdan itibaren bize öğretilen kalıplaşmış değerlerin üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Onları çözmemiz,  üzerimizdeki etkilerinin farkına varıp; gerekirse kırmamız lazım ki daha özgür düşünmemize olanak tanıyalım.

Yargılamaya her an hazır tutumumuzu değiştirmemiz de ikinci adım. Sorunların aynı şekliyle sürekli karşımıza çıkmaya devam etmesini istemiyorsak bu şart. Unutmayalım ki yargıladıkça sorunlar yumağı altında ezilmek an meselesi.

Yargılamadan uzaklaştıkça zihnimiz berraklaşacak. Daha net görüp, farkındalığımızla daha kolay yol alacağız zorlu tepelerde.

Artık FARK etmeyi seçerek, net bakış açımızla gördüğümüz şeyin değerini kavramaya daha yakınız.  Fark ettiklerimizi akılcı sorularla irdelemek ise; bize ne yapmamız gerektiğini daha kolay gösterecek.

Hayatın bize sunduğu her türlü zorluk, bize yeni bir şeyi deneyimlemek adına geliyor önümüze. Artık bunu biliyoruz. Önümüzde iki seçenek var.

Ya sorular ve yargılamalar arasında kaybolacağız. Ya da ona sahip çıkıp vermeye çalıştığı dersi göreceğiz.

Seçim tamamen bize kalmış.

Sözün özü, yaşam kalitemiz kendimizi iyi tanımakla şekilleniyor. Ve inanın bana bunu başkalarından değil ancak kendimizden öğrenebiliriz.

Çocukluktan itibaren edindiğimiz deneyimleri; karşımıza çıkan olaylara verdiğimiz tepkileri; çevremizle kurduğumuz iletişimi net bir bakış açısıyla değerlendirmemiz önemli. Yılların geçip giderken bize ne hediyeler bıraktığını ve sırtımıza hangi yükleri yüklediğini bilirsek; dengemizi daha kolay sağlayacağımız açık. Çünkü değişimin en önemli adımı, sorunun farkına varmak.

Biliyoruz ki değişime açık yanımızla, kabuğumuzun altında yaşamayı isteyen yanımız sürekli çatışmada olacak. Önemli olan o iç çatışma anında KENDİMİZ olarak kalmayı başarmak. Engel olan her ne varsa hepsini arkamızda bırakmak. Ezilmeden, gölge gibi yaşamadan; cesaretle yaşama kafa tutmak. Böyle diyor konunun uzmanları.

Yenilikler ruhumuza iyi gelecek elbette, ancak bunu yaparken ve değişimin sihrine kapılırken; geride bıraktıklarımızı yakıp yıkmaktan, değişim uğruna onları kurban etmekten kaçmamız öyle önemli ki. Yani yeri geldiğinde vefayı da korumalıyız. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

25.03.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...