18 Mart 2018 Pazar

TÖZ de NEYİN NESİ ?

Tekli ya da çoklu yaşam mı?

Var oluşu için başka bir şeye gereksinim duymayan şey mi?

Yoksa kendisine bir şeyin yüklenebileceği, ancak kendisinin başka bir şeye yüklenemeyeceği şey olarak anlaşılabilir mi?

Yaratıcı olan ama yaratılmayan mı?

Töz, değişen yüklemlere desteklik eden değişmez gerçeklik mi?

Kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan mı?

Yani öznede değil, bağımsızca kendi içinde var olan mı?

Ne kadar çok soru oluşuyor insanda bu kelime karşısında.

Peki neden dersiniz?

TÖZ, felsefenin mihenk taşlarından bir tanesi de ondan.

Kelime anlamı olarak ‘’kök, asıl, temel, cevher’’ demek.

Evrenin var oluşunu açıklayan yazılarda, kitaplarda karşımıza sıkça çıkıyor bu terim. 
Çünkü evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğesi olarak düşünülen varlık; DEĞİŞEN şeylerin ÖZÜNDE DEĞİŞMEDEN kaldığı varsayılan idealist bir kavram; olarak kabul ediliyor.

Buradan hareketle; değişen yüklemlere desteklik eden değişmez bir gerçeklik olduğunu söylemek mümkün.  Varlığı her şeyden bağımsız. Öznede değil, sadece kendi içinde.

Diyalektik felsefede yani, akıl yürütme yoluyla doğrulara ulaşma yolunda ise ‘özdek’ kelimesiyle eşleşmiş.

Elbette pek çok ünlü düşünür bu kelimeyi sorgulamış, yorumlamış.

Bunlardan İngiliz düşünürü John Lockeb’un açıklaması en anlaşılabilir olanlardan bir tanesi.

"Niteliklerin yalnız başkalarına var olmakta devam etmelerini kavrayamıyoruz. Zorunlu olarak bunlara destek olan başka bir şeyin var olması gerektiğini düşünüyoruz. Destek olan şeyin birçok nesnede bulunduğunu varsayıyoruz. İşte bu ortak desteğe TÖZ adını veriyoruz."

Yine de her şeyin sürekli olarak değiştiği gerçeğine ve bilimin sesine kulak verdiğimizde; aklımızı kurcalayan yukarıdaki o soruların tam cevaplarını alamıyoruz. 

Bazı kavramlar gibi sadece kabul etmekle yetiniyoruz.

Bir de TİN var. Evreni açıklamak için kullanılıyor. Madde dışı varlık.
Kelime anlamı olarak ruh demek.

Ancak felsefede yalnızca insana özgü düşünme yetisi olarak açıklanıyor. Yani kişinin benliğini oluşturan düşünsel, duyumsal ve etik yetilerin bütünü.

Bu iki derin anlamlı kelimeye NEFS (Nefis) kelimesini eklemeden olmaz.
Arapça kökenli olan bu kelimeye daha bir aşinayız aslında. Bir kimsenin özü, kendisi anlamında kullanılıyor.

İçimizdeki manevi güç. Ruhumuzun ve kalbimizin manası. Bir başka deyişle hayati tüm isteklerimizin merkezi.

Ne kadar iyi şekillendirir; egodan, bencillikten uzak tutar; sevgiyle besler ve saygıyla kullanırsak; bizi o kadar erdemli yapacağı ortada.

İyilik yolundan beslendikçe bizi biz yapan değerlerimize değer katıyor. Maddiyat değil, maneviyat desteği ile güç kazanıyor.

Hayatımızdaki eksik parçaları ararken; fark edilmeyeni fark edebilmek adına; kalp sesimizle işte bu yollardan geçiyoruz hepimiz. Tözde var oluyor, tinde kayboluyor ve nefiste en zorlu sınavları veriyoruz.

Zorlukların içindeyken, sesimiz kesilirken bile akışta kalmaya çabalıyoruz başarabildiğimiz ölçüde. İşte böylesi anlarımızda özümüzden, sağduyumuzdan güç almak ilk adımımız olsun. Olsun ki bizi kucaklayan evreni biz de hiçbir karşılık gözetmeden kucaklamanın tadına varalım.

Bu gücü devamlı kılmak için değil mi zaten tüm çabalarımız?

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

05.01.2018






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...