4 Mart 2018 Pazar

DÜNYANIN EN ZEKİSİ OLMAK (1/2)

Bugüne kadar dünya üzerinde yaşamış en zeki insan olmak.

Milyarların içinden sıyrılıp adını zirveye taşımak.

Üstelik bunu beynindeki o göz kamaştırıcı pırıltılarla yapmak.

IQ puanı 250 ile 300 arasında kabul edilen bir dâhiden bahsediyorum. Dile kolay.

İsmi William James Sidis.

Gelin bu parlak dâhinin hayatına bir göz atalım.


Bakalım neler yapmış?

Nasıl yaşamış?

Hayatın kendisine getirdiklerini nasıl karşılamış, güzelliklerini fark edip mutlu olabilmiş mi?

William James, 1 Nisan 1898’de New York’ta doğmuş. Ailesi Rusya’dan Amerika’ya göç eden Yahudilerden.

Babası Boris Sidis ünlü bir Rus psikiyatri uzmanı olup; Harvard Üniversitesi‘nde psikoloji ve psikiyatri eğitimi verir. Annesi Sarah ise başarılı bir tıp doktorudur.

William henüz 6 aylıkken alfabeyi çözer. 18 aylık olduğunda eline geçirdiği tüm gazeteleri rahatça okumaya başlar. 3 yaşında Latince ile başlayan dil eğitimi; henüz 8 yaşına gelmeden İngilizce,  Yunanca, İbranice, Fransızca, Almanca ve Rusçanın da katılmasıyla yediye ulaşır. Sonrasında bu sayı 40’a kadar çıkar.

İlkokul dönemini göz açıp kapayıncaya kadar bitirir. Neredeyse aylar içinde tamamlar. Artık 8 yaşında anatomi üzerine makaleler yazan bir bireydir.

Hemen Harvard Üniversitesine başvurur. Ancak minicik yaşının getirdiği duygusal yoğunluk eksikliği nedeniyle kabul edilmez. Elbette kararından dönmez. Üstelik 3 yıl sonra yeniden üniversitenin kapısını çalmayı hedeflerken hep çalışır. Dil bilimciler tarafından eksiksiz ve son derece başarılı bulunan bir de dil yaratır.

Özlemle beklediği üniversite hayatı dolu dolu geçer. Dört boyutlu objeler hakkında verdiği ders ve konferansları ile pek çok öğretim görevlisinin gönlünü çalar. 16 yaşında üniversiteden mezun olur.

Genç bir yetişkin olma yolundadır artık. Kendi isteği ile hukuk eğitimine başlar.
Ne yazık ki katıldığı gösterilerin birinde tutuklanır. Ev hapsi alır.

Zekası ile her daim övgüler alırken; bu sefer inancı, düşünceleri nedeniyle ağır eleştirilere maruz kalır. Şaşkın ve üzüntülüdür.

Tüm bu negatif etkiler hayatının akışını tümüyle değiştirir. Bilimden uzaklaşır. Çevresinden kopar. Kendi yalnızlığına ve içine döner. İsmini değiştirir. Amerika kıtasının tamamını gezer. Rastgele işlerde çalışır. Yazı yazmayı ise hiç bırakmaz.

Hayatı boyunca Martha Foley isimli İrlandalı tek bir kadını sever. Ancak ilişkileri inişli çıkışlıdır. Aradığı mutluluğu orada da bulamayan dahi William James Sidis; 1944’te beyin kanaması sonucu hayatını kaybeder.

46 yıllık yaşamına dil becerilerinden, kitaplara, eğitimdeki üstün başarılardan bilimsel makalelere kadar pek çok şeyi sığdıran dâhimiz; ne yazık ki hayatı boyunca mutluluğu yakalayamamış. Henüz minicik çocukken yaşadığı aşırı baskı ve devasa beklentiler altında tabiri caizse ezilmiş. Ne çocukluğunu, ne gençliğini, ne de aile sevgisini yaşayamamış. Kendi özel hayatında da başarısız olunca yalnızlık sığınağında ömrünü noktalamış.

Hayat boyu aradığı kusursuz yaşam için belki de en ağır bedelleri ödemiş. Beklentilere karşılık verirken, kendisinden çok şeyi yok etmiş. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

13.12.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...