24 Aralık 2017 Pazar

İNANILIR GİBİ DEĞİL (1/2)

Bazı gerçekler var ki öğrendiğimiz anda bizi şaşkınlığa sürüklüyor. Beynimize onlarca sorunun üşüşmesine sebep oluyor. Bir yanımız inanmayı reddederken diğer yanımız olabilirliği üzerinde düşünmeden yapamıyor.

İşte hepimizin bildiği Titanik gemisinin öyküsü de bunlardan bir tanesi.

Çekilen birçok belgesel, film yanında; yazılan makaleler, kitaplar; yapılan araştırmalar sayesinde hep gündemde kalan trajik bir gemi kazası.

Bu elim olay; film tarihine damgasını vuran ve klasikler listesine giren Hollywood tarzı filmi ile de pek çok kişinin kalbine işledi. Kazadan sağ kurtulanlar sayesinde edindiğimiz gerçek bilgiler de cabası.

Ancak Titanik gemisinin öyküsü bunlarla sınırlı değil. Çünkü kazadan yıllar yılar sonra; tüm yaşananların bu kazadan 14 yıl ÖNCE bir romanda kaleme alındığı fark edilir.

İşte insana ‘İnanılır gibi değil.’ dedirten o gerçekler…

Edebiyat dünyasına başarısız bir yazar olarak geçen Amerikalı yazar Morgan Robertson, 1898 yılında bir roman yazar.

Kendisi eski bir denizcidir. O yıllarda pek de ses getirmeyen romanında; bir deniz kazasından ve dünyanın en büyük yolcu gemisinin bir buz dağına çarparak batışından söz eder.

Ve şimdi sıkı durun. Romanın ismi  “Futility or the Wreck of the Titan’’ yani “Titan’ın Enkazı’’ dır.

Bu romanda anlatılan öykü, geminin isminden ve şeklinden tutun da; izlediği rotaya, çarpışma hızlarına ve hatta taşıdığı yolcu sayısına kadar; minicik ayrıntı farklılıkları dışında; GERÇEK ile neredeyse BİREBİR AYNIdır.

Oysaki roman bu gemi kazasından 14 yıl ÖNCE yazılmıştır.

Peki nasıl olur da yazar, en ince detayına kadar gerçekleri tahmin edebilmiştir?
İşte insanın inanma sınırlarının zorlandığı nokta tam da burası. İnanılır gibi değil gerçekten de.

Romanda anlatılan ayrıntılar ile gerçek Titanik gemisinin detayları ve yaşanan olaylar birbirine o kadar benziyor ki. Satırları okurken zihninizde filmin kareleri birebir canlanıyormuş gibi olacak, inanın bana.

White Star Line şirketi tarafından, Belfast İrlanda tersanelerinde 26 ayda yapılan dünyanın bu en büyük buharlı yolcu gemisindeyiz şimdi. Tarihler 2 Nisan 1912 yılını gösterdiğinde denize indirilir. İleri teknolojik üstünlükleri, kompartımanlar arasına yerleştirilen su geçirmez levhaları nedeniyle; dünyaya batmaz gemi olarak tanıtılır.

269 metre uzunluğunda, 28.2 metre genişliğinde ve 66.000 gros ton ağırlındadır. 

Toplam yolcu sayısı çalışan ekiple beraber 3547 kişidir.

O zamana değin yapılan en lüks ve en sağlam gemidir. İçi zengin müşterilerini memnun edecek her türlü konforlu detayla donatılmıştır. 3 pervanesi, 4 bacası ve toplam 20 filikası vardır.

10 Nisan tarihinde 2340 kişiden oluşan ilk grup yolcusunu alıp İngiltere’den ayrılır. Rotası New York’tur. Ancak Fransız ve Birleşik Krallık limanlarında kendisini heyecanla bekleyen diğer yolcularını da almalıdır. Lüks yaşamın ihtişamına kendisini kaptıran yolcularına yenilerini eklemek amacıyla hızla yoluna devam eder.

Fakat o da nesi?

Tarihler 15 Nisan’ın son saatlerini gösterdiğinde; New Foundland'ın güneyinde; karşılarında birdenbire bir buzdağı belirir. Son anda rotasını çevirmesi bir işe yaramaz. Ve devasa gemi olanca şiddetiyle buzdağına çarpar. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ


23.10.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...