8 Mayıs 2017 Pazartesi

SİNAPTİK BUDAMA (1/2)

Bedenimizin en muhteşem organlarından bir tanesi olan beynimize hayranım. Bu nedenle onunla ilgili her yeni bilgi beni mutlu ediyor. Sizlerle paylaşmak da.

Bu muhteşem kapalı kutu, karmakarışık bir sistemle donanmış.
İçinde pek çok kimyasal sinaps bulunuyor.

Sinaps terimi Yunanca’dan türetilmiş. Birlikte olmayı, kucaklaşmayı temsil ediyor.

Sinapslar; bilginin sinirden sinire iletildiği alanlar. Bir başka deyişle; sinir hücrelerimizin diğer sinir hücrelerine, kaslarımıza ve salgı bezlerimize mesaj ileten özel bağlantı noktaları. Bedenimizin diğer organlarıyla iletişimini de sağlıyor.

Sinaps sayısı ne kadar fazlaysa bizim için o kadar iyi. Çünkü sinaps sayısının fazla olması, o sinir sisteminin kapsamlı işlenecek verilere sahip olduğunun bir göstergesi. Dolayısıyla,  günümüzde zeka ve algıyla ilgili kıyaslamalarda beynin büyüklüğüne (sinir sayısına değil); sinaps sayısına bakıldığı belirtiliyor.

Çocuklukta 10.000 trilyona yakın sinapsa sahipken, yetişkin olduğumuzda bu sayı azalıyor. Neredeyse yarı yarıya düşüyor.

İşte bugünkü konumuzun içeriği burada başlıyor.

Yaş aldıkça bazı sinir hücreleri arasındaki sinapslar koparılıyor, bir anlamda budanıyor. Buna ‘Sinaptik Budama’ deniyor.

Bu işlem tıpkı bir ağacın dallarını budamaya benziyor. Düşünsenize beynimizde sinir ağları arasında otomatik bir budama yapılıyor.

Neden mi?

Eski bilgileri yok etmek, yenilere yer açmak, beynimizi güçlendirmek için.

Böylece öğrenme becerimiz kuvvetlenirken, yaşamımızı kendi kontrolümüz altına almanın yolunu açmış oluyoruz.

Beyin hücrelerimizdeki bilgi akışını sağlayan, hafızaya depolamamıza yardım eden çok şirin hücrelere sahibiz. Bunların ismi GLİAL.

Şimdi sıkı durun.

Bu minicik hücreler kendi aralarında muhteşem bir iş bölümü yapmış. Bir kısmı gereksiz bilgileri buduyor. Diğer bir kısmı ise atıkları ortadan kaldırıyor.

Peki hangi bilgileri yok edip, hangilerini saklı tutacaklarını nasıl biliyorlar dersiniz?
Bizim bu bilgileri kullanma sıklığımız işte burada devreye giriyor.

Bu şirin glial hücreleri, az kullanılan bilgileri ellerinde bir kalem varmış gibi işaretliyor. Onlardan daha minik olan mikroglial hücreleri de bu işaretleri takip ediyor. Gördükleri anda buduyor. Budadığı yeri temizliyor.

Böylece bize yeni bir öğrenme yeri açılmış oluyor.

Nasıl da şahane bir organizasyon değil mi? (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

27.03.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...