13 Mart 2017 Pazartesi

HAYAT BÖYLE

Bazen çırpınışlar, gösterilen aşırı gayretler hiçbir işe yaramaz.

Hedefimize, arzumuza ya da hayallimize ulaşmamıza sadece son bir adım kalmışken; hep bir engel çıkar.

Kurallar, prensipler, duygular ve düşünceler yerle bir olurken; BİR AN sadece BİR AN için dururuz.

Pes etmeden önceki o incecik çizgide titrek soluklanırken; umudumuzun bizi çoktan terk ettiğini düşünürüz.

O soluklanma anımız bazen kısacık bir süreyi bazen de yılları kapsar. Ama bir gün gelir ki, tam da istediğimiz o şey; her ne ise; oluverir.

Kendiliğinden.

Hayatın rutin akışı arasında, sürgün vermiş ve çiçeğini bize göstermiştir.

İşte tam O AN.

Hayatın BÖYLESİLİĞİ kucaklamıştır bizi. Yani kendiliğinden, doğal bir şekilde karşımıza çıkmıştır. Hiçbir baskı, zorlama olmadan bize ‘Hayat böyle bir şey.’ dedirtmiştir.

Peki nasıl olur da onca gayret, zorlama ve çaba ile hiçbir şey yapamazken; her şeyi bıraktığımız o ANda oluverir arzumuz?

Bunun cevabı bizde saklı.

İçimizde.

Kalp sesimizde ve tavrımızda.

Sadece içimize bakarak, farkındalıkla; hayatın akışına kalben ve derinden inandığımızda; o engeller tek tek yok oluyor çünkü.

İngilizce ‘Suchness of life’ bunun tam karşılığı. Yani ‘Hayat böyle bir şey’ dediğimiz zaman aralığını yakalama hali.

Osho’nun ‘Yaşama ve Ölme Sanatı’ isimli kitabını okuyanlar hatırlayacaklar.

Osho burada yaşamı sevgiyle ve bütünüyle kucaklarken; kabullenmenin mucizesinden söz eder.

Budizm Zen felsefesinin temel noktasıdır bir yerde bu ruh hali.

Yaşamı derinden hissedip; her anın farkına varırken ‘BÖYLESİ’ kalabilme hali. Herhangi bir mücadele olmaksızın, şikayet etmede; kendi özüne, içine dönme hali.
Hayatta bazı şeylerin istediğimiz yönde gidemeyeceğini bilme ve kabullenme durumu.

Böyle yaptığımızda o olayın bir adım ötesine geçiyoruz aslında. Onunla sürekli didiştiğimizde ise aynı paralelde kaldığımız için giderek yıpranıyoruz. Beden de bundan nasibini alıyor haliyle.

Oysaki o bir adım ötede engel yok. Dert, sıkıntı, duygu ve düşüncelerimizdeki o arsız haykırışların son bulduğu nokta orası. Kendi ruhumuzla beraber her şeyin iyileştiği, ışıltı kazandığı, güzelleştiği yer.

Elbette o bir adım ötede olma halini yakalamak kolay değil.

Tamamen, tüm benliğimizle kabul etmek önemli. Sıradan, laf olsun diye, hiç istek göstermeden yapıldığında; o bir adım BİN adım olur da atılmaz.

Ama kalben kabul ve teslimiyet halinde, yaşam içimizde yeniden şekillenir. Yaşamı tebessümle izlerken, coşkuyla ona ayak uydurmanın keyfini tam anlamıyla alırız. Ruhen olgunlaştığımızı hissederiz, sevgimiz çağlayan olup akarken.

Tıpkı post modern yaşamın en önemli yorumcularından bir tanesi olan Zygmunt Bauman’ın dediği gibi; içimizdeki ötekiliği, ruhumuzu sevmeyi öğrendiğimiz zamanı yakalarız.

Dileğim o ki, bu ruh halini yakalayanlardan olalım ve hepimiz sevgi çağlayanımızda ıslanalım.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

29.01.2017

Kaynak: Osho- Yaşama ve Ölme Sanatı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...