19 Şubat 2017 Pazar

KARADELİKTE KAYBOLAN OLMASIN (1/2)


Kara deliği hemen hepimizin bir şekilde duymuşluğu var. Ardındaki soru işaretleri ile beraber bilinmezliklerle dolu bir kelime.

Astrofizikte, kütlesi büyük bir kozmik cisim olarak tanımlanıyor. Öyle ki güçlü çekim alanı ile her türlü maddesel oluşumu ve ışınımı kendisine çekiyor.

Pek çok filme ve romana konu olan kara deliğin içinde, zamanın çok yavaş aktığı ya da akmadığı tahmin ediliyor.

Stephen Hawking'in severek okuduğum ‘Ceviz Kabuğundaki Hayat’ kitabında kara delikler, genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardı. Yani doğrudan gözlem yok. 
Sadece dolaylı gözlem teknikleri ile keşfedilmişler.

Düşünsenize zamansız bir alan.


Üstelik bir tane de değil.

‘Mümkün olabilir mi?’ diye sormadan edemiyor insan.

Ancak günümüzde, kara deliklerin varlığı tüm bilim toplulukları tarafından kabul ediliyor.

Peki kara deliklerin bizlerin duygusal yaşantısı arasında nasıl bir benzerlik olabilir ki?

Bunun cevabı; ağır hastalığına rağmen hayata dört elle sarılarak, bizlere örnek olan en büyük bilim adamından;  Stephen Hawking’den  geliyor.

''Karadelikler, sanıldığı kadar kara değildir. Ve onlar bir zamanlar sandığımız gibi; sonsuza dek çıkamayacağımız birer hapishane de değildir. Çıkılabilir ve hatta başka bir evrene geçilebilir.''

Depresyonu, uzaydaki karadeliklere benzetirken buradan çıkabileceğimizi de anlatan bu satırlar öyle kıymetli ki.

Genç yaşta yakalandığı hastalığında her duyusunu tek tek yitirirken, bir kara delikten bir başkasına hızla kayıyordu kendisi. En sonunda sesini yitirip sadece beyniyle baş başa kaldığında bile, umudunu kaybetmeyen bir bilim adamından bahsediyoruz.

O halde bize düşen de cesaretle yola devam etmek olmalı. Çünkü o bedeninin tüm vazgeçmelerine rağmen, beyniyle hayata sımsıkı bağlandı. Hiç durmadı, hep çalıştı. Hala da üretmeye, yeni keşiflerin yolunu açmaya devam ediyor.

O halde evrende ve kendi iç dünyamızda karadelikler olsa bile onlardan çıkmanın da bir yolu mutlaka var.

Christopher Nolan imzalı, 2014 yapımı Yıldızlararası (Interstellar) filmini izleyenler hatırlayacaklar. Dünyadan başka yerlerde yaşam arayan bir grup astronotun; bir kara delikten geçişini ve başka bir gezegene gidişini konu ediyordu. Aslında her şeyin bir döngüden ibaret olduğu gerçeğiyle son bulmuş ve bizleri hayli düşündürmüştü.

S. Hawking, kara deliğe giriş yapan cisimler olduğunu savunurken; onların bu delikten yine bir şekilde çıktıklarını söylüyor. Bambaşka bir evrene geçiş yaptıklarını da.

Peki aslında evren nerede başlıyor dersiniz?

Şimdi sıkı durun, çünkü cevaba şaşıracaksınız. (devamı 2/2’ de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

16.01.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...