Okullardaki
kalıplaşmış anlatımların dışına çıkarak, detaya yer veren harika sunumlardı.
Duygulanarak,
gurur duyarak, bazen gülümseyerek, bazen gözyaşları içinde geçti o uzun dakikalar.
İstedim
ki bu şahane bilgilerin paylaşımında benimde minicik bir katkım olsun, tuz
misali. Elimdeki tüm verileri yazıya aktarmaktan onur duyarım ama; çok uzun
yazıların genellikle okunmadığını, başlansa da yarı yolda bırakıldığını
bildiğim için; kısa notlarla geçiyorum.
Yazarımızın
o güzel anlatımını, sözcüklere verdiği biçimi sizlerin de hissederek izlemeniz
içinse, elimdeki verileri kaynaklar bölümüne ekledim.
Bir
kişiye ulaşabilsem, o bir kişi ailesiyle, hele hele çocukları ile paylaşsa ne
kadar güzel olurdu. İşte bu hayalle başladım yazmaya.
Söz
konusu kişi ATATÜRK ise; onu anlatmaya en uygun kelimeler sıraya dizilse yine de
yetersiz kalacak biliyorum.
Kendisinin
de sevdiği üzere; basit ve sade bir dille tuşlara dokunuyorum.
Kalbimdeki
o büyük heyecanla. Okurken bu heyecanıma ortak olacağınız ümidiyle ve coşkuyla.
Dünyada
tarihten bu yana gelmiş geçmiş tüm liderler arasında; öldükten sonra canlı
kalan ve kocaman bir sevgi yumağı olup; milletinin kalbinde yaşayan TEK LİDER
kendisi.
Ve
bizler onun gururlu çocuklarıyız.
Ne
mutlu bizlere.
İçinde
bulunduğumuz yüzyıla geçebilen TEK lider bizim Atamız.
Dünyadaki
ülkelerin tanıdığı, saygı ve sevgi ile hatırladığı, kendi ülkelerinde ismini
kullanmaktan, heykelini dikmekten, resmini asmaktan mutluluk ve onur duyduğu bir
şahsiyet. Ve hepimiz biliyoruz ki herkesin hayranlığını kazanmak; düşmanların
dahi nefretle değil, saygıyla sevgiyle andığı bir karakter olmak; hiç kolay
değil.
İşte
örneği. 1938 yılında içinde bulunduğu zorlu ve problemli dönemle mücadele
ederken; General McArthur’un toplantıdaki yüzlerce kişiye karşı söylediği söz; buna en güzel örnek değil de nedir?
“Şu
anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler
vermezdim.”
1976
yılında 152 üye ülkesiyle Unesco’dayız şimdi.
Halihazırda
üzerinde çalıştıkları tüm projelerin isim babası Mustafa Kemal olduğu
için; doğumunun yüzüncü yılında, tüm üye
ülkelerinin kutlama yapması önerilir. Bu öneriye genç İsveç delegesi itiraz
eder. İşte o anda ayağa kalkıp, masaya yumruğunu vuran Rus delegesinin sözleri ise
şimşek gibi adeta beyinlerde çakar.
Bakar
mısınız sözlerin güzelliğine; ”Genç delege arkadaşım; hatırlatmak isterim ki
ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir. Bırakın onu bir yıl anmayı,
her ülke her problemimizde, çare olarak aramalıyız.”
Masada
fırtına gibi esen bu sözlerden sonra 152 üyenin ortak kararı ile öneri kabul
edilir (ki bu durum da Unesco tarihinde ilk defa olur.) Önerinin kabul edildiği
imza gününde ise İsveç delegesi özür diler. İlk imzayı atan kişi de kendisi olur.
Şimdi
gururla söz konusu metni okuyalım mı?
“ATATÜRK
kimdir?
ATATÜRK
uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş ÜSTÜN KİŞİ.
Olağanüstü
devrimler gerçekleştirmiş bir İNKİLAPÇI.
Sömürgecilik
ve yayılmacılığa karşı savaşan İLK ÖNDER.
İnsan
haklarına saygılı, dünya barışının ÖNCÜSÜ.
Bütün
yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı göstermeyen EŞİ
OLMAYAN DEVLET ADAMI.
TÜRKİYE
CUMHURİYETİNİN Kurucusu.”
(devamı
2/4’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
10.11.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder