4 Eylül 2016 Pazar

YAŞAM SANATÇISI OLMAK için… (2/2)

Hayatta risk almadan özgür olamıyoruz bunu unutmamak gerek. Aslında eski kalıplarımızı terk etmeden, gücümüzü sınayamayız ki.

Öyle değil mi?

Hafızamızdaki tüm o kalıplaşmış bilgileri ne kadar silersek, o kadar hafifleyeceğiz önce. Sonra da güçleneceğiz. Korkmak yok.

Beşinci anlaşmada; bir de kuşkunun gücüne dem vurmuş yazarımız.

Tam da inançtan söz ederken bu da nereden çıktı demeyin. Başlarda bana da garip gelmişti itiraf etmeliyim ki.

Burada sözü edilen kuşku duyduklarımızla alakalı. Önce anlatılanları sakince dinlemek. Sonra da hemen inanmamak.

Kuşkuyu bir filtre gibi kullanmak.

Görüş bildirmeden.

Yargılamadan.

Kişisel algılamadan.

Dinlerken o kişiye değerli olduğunu hissettirmek. Kuşkumuzu içimizde saklamak.
Sonuçta; inanmak, inanmamak, katılmak, katılmamak tamamen bize kalmış.

Ortada haklı haksız gibi bir ayırım yok. Çünkü tüm bunları başarıyla yaptığımız için, bizi rahatsız eden bir şey olmadığını fark ediyoruz.

Oh dünya varmış.

Güç bizim elimizde. Kendi gerçeğimizde. İçimiz rahat.

Dinlediğimiz kişi de mutlu alabildiğine. Kendini değerli hissetti. Paylaştı, rahatladı.

Daha ne olsun?

Bu kitapta ilgimi çeken bir diğer bölüm daha var ki; kısaca değinmeden geçemem. O da DİKKATİN DÜŞÜ. Don Miguel Ruiz bunu üçe ayırmış.
Birinci Dikkatin Düşü; bizim sıradan ilk düşümüz.

İkinci Dikkatin Düşü; sahip olduğumuz fikir ve inançlarımıza savaş açarken beliriyor. Ama bir şartı var. Kendimize koşulsuz güvenmemiz, gerçek sevgi olmamız lazım. 

Hani bir anlamda doğduğumuz andaki halimize dönmemiz gerek.

Üçüncü Dikkatin Düşü; ustalığa erdiğimiz en üst mertebe. Koşulsuz sevdiğimiz, gücümüzün ve kendimizin farkında olduğumuz o muhteşem an. Elimizdeki fırçanın darbelerini sadece kalbi vuruşlarımızla yapıyoruz.

Ve muhteşem final.

Hayatımızın düşü, nereye gitmesini istiyorsak oraya gidiyor.

Sözün özü kendi cennetimizdeyiz. Duru görülüyüz. Karşımızdaki her şeyi kalben görüyoruz. Tüm çıplaklığı ile. Saygı duyuyoruz her kim varsa. Biz olduğumuz gibiyiz. 

Onları ve tüm olan biteni de olduğu gibi görüyor ve kabulleniyoruz.

İşte böyle.

Yolumuz uzun.

Zor hatta çetrefilli.

Engeller var. Hatta en büyük engel kendimiziz. Ancak yaşam sanatçısı olmanın o albenisini yakalamak adına her zorluğa değer bence.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

25.06.2016

Kaynaklar: BEŞİNCİ ANLAŞMA – Don Miguel RUIZ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...