16 Mart 2016 Çarşamba

HALO’dan HORN’a ANLIK ETKİLER (1/2)

İlginç kelimeleri seviyorum. Manalarını öğrenmeyi de. Ardındaki gizemler bana bana o kadar çok şey düşündürüyor ki.

İşte onlardan iki tanesi daha.

HALO ve HORN.

Halo, ışık halkası demekmiş. Eski gravür resimlerinde meleklerin başının üstünde taşıdıkları pırıltılı halka gibi.

Ben çocukluğumdan beri neşeli, iyimser ve güler yüzlü insanların bu halkayı doğal olarak taşıdıklarına inanırım. Göremeyiz, ama hissederiz. Sıcacık yapar içimizi. Yanlarında olmak iyi gelir ruhumuza.

Ünlü Amerikalı yazar Orison Swett Marden’ın sözleri de bunu destekler gibi;

‘’Neşeli bir ruh en büyük zenginlik hazinesidir. İyimser olabilmek kıymetli bir mirastır.  Hele iyimserlik özelliği, sevimlilik, nezaket ve yüz güzelliğiyle bir arada bulunursa, yeryüzünün hiçbir hazinesi bununla kıyaslanamaz. ‘’

Bu nedenle değil midir ki; başının üzerinde o görünmez ışık halesini taşıyan, tebessüm dolu insanları henüz uzaktan gördüğümüzde bile olumlu sinyaller almaya başlarız. Bizleri pozitif enerjisiyle hemen etkiler. Haklarında hiçbir şey bilmesek de olumlu düşünür, sevgiyle yaklaşırız. İşte bu etkiye HALO etkisi deniyor.

Yani bir insanın, bir özelliğinden yola çıkarak; onun tüm özelliklerinin benzer veya aynı olduğuna inanmak. Halbuki her insanın belirli özellikleri pozitif olabilecekken diğerleri negatif olabilir.

Peki ya hep asık bir yüz ifadesi ile gezenler. Karamsar bakışları, bazen iğneleyen davranış şekilleri ile negatif enerji yaydıklarının farkındalar mı acaba? Anı kaçırdıklarını, geçmişle endişe yüklü gelecek arasında mekik dokuyan düşüncelerinin yüzlerindeki yansımasını bir bilseler. İşte böylesi insanları gördüğümüzde ilk aklımıza gelen hemen yanlarından uzaklaşma isteği olur. İster istemez haklarında olumsuz düşünürüz. Tek bir olumsuz özellik yeter bazen o kişi hakkındaki düşüncemizi belirlemeye. İşte bu etkiye de HORN etkisi deniyor.

Bir de ZEİGARNİK etkisi var ki; bu da çok ilginç. Yarım kalan işlerin daha çok akılda kalması anlamında kullanılıyor. En güzel örneği tabii ki diziler.

Ancak böylesi bir etkileşim ve genellemenin bizlerin bazen hata yapmamıza da sebep olduğunu da unutmamak gerek. Empati yapmadan, tek bir özellikten hareket etmek değil söz edilenler. Her ikisi de sadece ANLIK etkiler. Yaklaşık 7 saniye kadar bir süre. İlk çarpıcı etki.  

Fakat anlık da olsa özel yaşamda, iş hayatında ve sosyal ortamlara ilk adımlarda çok etkili olduğunu savunuyor uzmanlar.

İlk etkinin her zaman önemli olduğunu eskiden beri savunuyorum ben de. Doğru mimik, doğru ifade, kendinden emin beden duruşu, dozu iyi ayarlanmış kuvvetli bir el sıkma ve hafif bir gülümsemenin bize katacağı artılar öyle fazla ki. Bir anlamda başımızın üstünde o ışıklı haleyi taşımakta fayda var. Çünkü ilişkilerin temeli, bu ilk izlenim üzerine kuruluyor genellikle. Sağlamsa korkmadan hedefe ilerlemek mümkün.

Pek katılmasam da bu etkiye maalesef giyim ve kıyafet de etki ediyor. Etrafımızda gönül gözü ile bakmasını bilen insanların ne kadar az sayıda olduğunu düşünecek olursak; giyimin de diğerleri kadar göz doldurduğu bir gerçek ne yazık ki. Horn etkisini destekleyen önemli bir unsur yani. (güzel bir öykü ile devamı 2/2 ‘de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

01.03.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...