28 Şubat 2016 Pazar

ORGAN BAĞIŞLAMAK EN ANLAMLI HEDİYE

Hediyeler güzeldir. Özeldir. Vereni de alanı da tebessüm ettirir. Yaşamı daha çok sevmemize vesile olur. Büyük ya da küçük olması hiç önemli değildir. Önemli olan düşünülmesidir. Size kendinizi özel hissettirir.

Bu hediyeler içinde bir tanesi var ki hepsinden özel. Hepsinden anlamlı. Defalarca yazdım. Yine yazıyorum. Yeri geldiğinde yine yeniden yazacağım bıkmadan. Çünkü arada sırada beraberce hatırlamamızın faydasına tüm kalbimle inanıyorum.

İçimiz sevgi dolu hepimizin biliyorum. Hissediyorum. Ve zaman zaman iyilik yapmanın yollarını arıyoruz. İşte fırsat. Hadi gelin bugün en özelini yapalım. Organ bağışlayalım.

Canlara can katalım. Canlara candan el uzatmanın keyfiyle yaşayalım. Bir değil pek çok kalbi mutlu ederek, gülümsetelim. Umut olalım. Hayat kurtaralım. Yaşatalım. El birliği ile. Duyarlı olmanın güzelliğini içimize sindirelim.

Yaşarken hep bizimle olan parçalarımız, bizlerden sonra da yaşasın. O en zorlu anları yaşayan çaresiz insanlara bir meleğin tılsımlı dokunuşları gibi değsin bağışımız. İyileştirsin. Hayata kazandırsın. Alamadığımız nefes, yaşayamadığımız günler olsun onların canlarıyla.

Hayattan ayrılırken ölüm meleğine göz kırpmak mı istiyorsunuz? Organ bağışlayın. Bedeniniz toprak altında yavaşça yok olurken, geride bıraktığınız parçalarınızla o hiç tanımadığınız canları tebessüm ettireceksiniz. Buna inanın. Hem de ömür boyu.

Tıpkı şimdi anlatacağım video açılımındaki öykü gibi.

Mütevazi bir evdeyiz. Yaşlıca bir adam sadık köpeği ile beraber yaşıyor burada. 
Sabah yataktan kalkarken ona ilk günaydın diyen ve hayattaki yalnızlığını paylaşan yegane dostu köpeği ile.

Günlerden bir gün, hayat yine her zamanki rutin sırasıyla başlıyor. gerçekte öyle mi göreceğiz sonun da.

Adam yataktan kalkıyor. Kendisine bir kahve hazırlarken, köpeğinin de karnını doyuruyor. Sonra beraberce dışarıya çıkıyorlar. Hava tam bir bahar havası. Bir süre yürüdükten sonra, adam arkadaşlarının yanına bir kafeye uğruyor. Beraberce hayatın getirdikleri üzerinde sohbet ederlerken; köpeği dışarda sabırla onu bekliyor. Camın ardından sahibini izliyor.

Derken adam arkadaşlarının yanından ayrılıyor. Köpeğiyle beraber günlük alış verişini yapıyor. Bu arada o çok sevdiği köpeğini sevindirmeyi de unutmuyor.
Ardından beraberce eve geliyorlar. Fakat rutin sandığımız o döngü birden değişiyor. Nasıl mı? Adam aniden rahatsızlanıyor. Durumunun ciddi olduğunu anlayınca zor da olsa ambulansı arıyor. Hemen hastaneye kaldırılıyor.

Peki giderken yalnız mı dersiniz?

Hayır. Çünkü sadık dostu onu takip ediyor. Hastane kapısında görevlilerce durduruluyor. Ve o andan itibaren acil kapısının önünde sahibinin çıkacağı anı beklemeye başlıyor sadık dost.

Tüm gece sahibi görünmüyor. Ardından gelen günde de ne yazık ki açılan kapılarda görünmüyor. Ama bizim sevgi dolu köpeğimiz vaz geçmiyor. Sahibinin er ya da geç o kapıdan çıkacağı umuduyla; gözü kapıda bekliyor usulca.

Uzunca bir süre sonra birden hareketleniyor. Kulaklarını dikleştiriyor. O anda hastane kapısından çıkarılmakta olan bir kadına dikkat kesiliyor. Sanki tanıyor gibi yüzüne bakıyor. Hemşire eşliğinde tekerlekli sandalyeyle kapıya kadar getirilen kadın belli ki yeni ameliyat olmuş. Halsiz ama sağlıklı.

Bir anda ikisinin gözleri buluşuyor. Köpeğimiz kadına doğru gidiyor ve patilerini uzatıyor. Köpeğin başını sevgiyle okşayan kadın kocaman gülümsüyor. Hiç beklemediği bir anda karşılaştığı bu köpeğin orada ne aradığını düşüne dursun; cevabı sadece o sadık dostta saklı kalıyor.

İşte hayata gözlerinizi yumsanız da, geride sevinen yürekler bırakmanın hafifliği bu kadar özel ve güzel.

Organlarımızı bağışlayalım ve bu güzel dokunuşlar bizlere de nasip olsun zamanı geldiğinde. Bu olağanüstü duyguyu yaşatanların önünde saygıyla eğiliyorum. İyi ki varlar.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

22.01.2016



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...