29 Kasım 2015 Pazar

ŞANSIMIZI PAYLAŞIP ÇOĞALALIM MI? (1/2)

Ben bu soruya kocaman bir EVET diyorum.

Peki ya sizler?

İsterseniz cevap için yazımın sonunu bekleyebilirsiniz.

Beraberce bir hayatı paylaşıyoruz. Günü geliyor seviniyor, günü geliyor üzülüyoruz.
Egomuza yenik düşmeden, BİRden BÜTÜNe geçebildiğimiz o yumuşacık ve naif anlarda ise; etrafımızda muhteşem gülüşler yaratıyoruz.

Önemli olan bunlara daha çok vesile olabilmek. Bunun için gayret göstermek.  Yeri geldiğinde bazı şeylerden fedakârlık etmesini bilmek.

Benim tabirimle, paylaşarak çoğalmak.

ŞANS hepimizin yaşantısını ışıltılarla süsleyen bir güzellik. Ve hepimiz aslında bu güzelliklerin TAM merkezindeyiz.

Fark ettiğimizde bir hediye gibi kucaklıyoruz onu. Fark etmediğimiz anlarda ise, elimizin altında durduğu halde, görmeden geçip gidiyoruz yanından. Ama bir gerçek var ki hepimiz ŞANSlıyız. Elbette kulvarlarımız farklı. Asıl olan; bulunduğumuz kulvarda bizden daha az şanslı olanlara yardım edebilmek. İşte bu muhteşem bir güzellik.

Özellikle konu engelliler ve çocuklar ise.

İnsani duygularımızı ve vicdanımızı, sevgi cömertliğimizle kuvvetlendirip başkaları için kullanıyoruz. Paylaşıyoruz. Çoğalıyoruz.  

Tıpkı Amerika’daki oyun çağı çocuklarının; Shay isimli engelli arkadaşlarına tanıdıkları o bir günlük şans gibi.

Bu gerçek bir yaşam hikayesi.

Ve ben biliyorum ki; bizim ülkemiz dahil tüm dünyadaki engelli anne babaları; buna benzer pek çok olayla yaşamın her karesinde karşı karşıya.

Peki ya sonuç?

Maalesef yüzlerine kapanan kapılarla, şans kelimesini dahi unutmuş durumdalar.
İşte bu yazıyı paylaşmaktaki amacım. Birilerinin o çok zor ve engebeli dünyaları için minicik bir ışık yakabilmek. Gülümseyen yüzleri, sevgi dolu yürekleri çoğaltmak.

Shay isimli çocuk tam bir kahraman. Evet engelli, ama engeline rağmen zoru başarmayı seviyor.

Önce Shay’ı biraz tanıtmama izin verin. Shay, sağlıklı olarak dünyaya gelir. Ancak sekiz yaşını sürdüğü sıralarda, hiçbir belirti göstermeden aniden hastalanır. Ve sadece bir iki ay içinde görme, hareket, yeme ve konuşma yeteneklerini tamamen kaybeder.

Hastalığının ismi ALD.

Beyni etkileyen genetik bir hastalık. Çok nadir olarak görülüyor. Bu hastalığa yakalananların uzun yaşama şansı yok. Doktorların verdiği en uzun termin sadece 10 yıl. Maalesef tedavisi de henüz bulunmamış. (devamı yaşam öyküsü ile beraber 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

21.09.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...