2 Ağustos 2014 Cumartesi

İÇSEL KEŞİF YOLCULUĞUMUZ (3/3)


Şimdi sırada aynı yolculuk için önerilen bir başka yöntem var.

Naikan Terapisi. Anlamı ‘İçe bakış’.

Japon düşünür Yoshimoto Ishin tarafından geliştirilen bu güzel yöntemden, Doç. Dr. Şafak Nakajima sayesinde haberdar olmuştum. Ruhumuzun derinliklerine inmemizde etkin bir yol gösterici olduğunu belirtiyordu yazısında.

Bizi BEN egomuzdan uzaklaştıran; daha duyarlı olmamızı öneren yöntemi; daha okur okumaz çok sevmiş ve not almıştım. Tek değil bütünüz. Yaptıklarımız, düşündüklerimiz ve uyguladıklarımız kendimiz kadar hepimizi etkiliyor. Bu terapinin çevremizle ve yaşamla kurduğumuz ilişkiyi daha sağlıklı bir hale getirmemize bir vesile olduğunu  vurguluyor Şafak Nakajima.


Dünya genelinde yaşananları düşünecek olursak; bu yönteme her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. Öyle değil mi?

Sadece ‘BEN’ diyenler yüzünden yaşam alanları darlaşıyor maalesef. Pek çok insanın canı gereksiz yere yanıyor. Öfke, kızgınlık, kavga, savaş giderek artıyor. Dünyanın bir ucunda ağlayan, aç susuz bir çocuk hangimizin yüreğini dağlamıyor ki?

Bulunduğumuz nokta her neresi olursa olsun durmak yok. Araştırmak, öğrenmek, benimsemek ve denemek gerekiyor. Başkalarından beklemek yerine neden merak edip, uygulayan biz olmayalım ki?

Biliyorum ki pek çoğunuz benim gibi düşünüyorsunuz. O halde bu güzel yöntemin ipuçlarına beraberce bakalım mı?

Doç. Dr. Şafak Nakajima; bu yöntemi özetlerken kendimize üç basit soruyu sormamız gerektiğini belirtiyor.

. Bugün başkalarından nasıl destek aldım?
. Bugün başkalarına nasıl destek verdim?
. Bugün başkalarına ne şekilde yük oldum / zarar verdim?

Her üç soruda da iç sesimizi dinlememiz ve kendimize karşı dürüst olmamız önemli. Bu sorular hepimizin çevremizle irtibat halindeyken sergilediğimiz tavır ve davranışlarımızla; onların kalbine nasıl dokunduğumuzla yüzleşmemizi sağlıyor.

Geceleri uyku öncesi o günün muhasebesini yaparken; hadi gelin soralım bu soruları. Ve kendimizi kandırmadan doğru cevaplarımızla yüzleşelim. Çok basit şeylerle harika bir gün geçirmek varken; nelere sebep olduğumuza dikkat kesilelim. Ve bir sonraki gün için kendimize hedefler koyalım. Böylece farkında olmadan içimize yaptığımız yolculukta daha güzel bir rota izlediğimizi görmemize vesile olalım.

Yapacağımız şey, BİRken değerli olduğumuzu hiç unutmadan; BÜTÜNe doğru akabilmek değil mi? İşte fırsat elimizde. Biz, sizler, onlar denersek o özlem duyulan huzurlu, anlayışlı, gönül gözüyle bakmasını ve konuşmasını bilen toplumu yaratmamız o kadar da zor değil. Ben buna inanıyorum.

Kişisel gelişim alanında pek çok kitap yazan Amerikalı ünlü yazar ve konuşmacı Dr. Wayne W. Dyer’in ‘HATALI ALANLARIMIZ’ isimli kitabını okuyanlar bilirler.

 İçeriğinde çok güzel cümleler var. Tam da konumuzla alakalı.

İçsel yolculuğumuzda tüm bunlar kulağımıza küpe olsun istiyorum.

Olsun ki her yeni güne açılmayı bekleyen bir hediye gözüyle bakmayı, değer vermeyi hiç unutmayalım. Olmaz mı?


*Kendimizi ve yaşamı  her yönüyle SEVMEK;
*Her şeye rağmen gülümsemek;
*Farkındalığı bir AN olsun unutmamak;
*Her yeni günü mükemmel geçirmek için elimizden geleni yapmak;
*Pozitif enerjiye sahip olmak, onu her şarta rağmen korumak;
*Kendimizle barışık olmak;
*Her anlamda açık ve dürüst olmak;
*Doğal yaşamı takdir edip şükran duymak;
*İnsanları dinlemeye ve onlarla konuşmaya değer vermek;
*Başkalarını anlamaya çalışmak;
*Gereksiz kavgalardan uzak kalmak;
*Verimli yaşamı ilke edinmek;
*Araştırmayı seven, meraklı bir kişi olmak;
*Başarısızlıktan korkmamak;
*Başkalarının onayını aramamak;
*Kendimizi savunmaya gerek duymamak;
*Bakış açısı ve değerleri geniş bireyler olmak;
*Her insanı insan olarak aynı değerde görmek; ayırım yapmamak;
*Etrafıyla değil, var olmakla meşgul olmak;
*Sadece yaşamayı seçmek.

Her biri ne kadar güzel ve önemli. Kaliteli ve zarif tınıları olan bir yaşam için hepimizin yapması gerekenleri özetlemiş. Elbette eksiklerimiz olacak. Elbette yanlışlar yapacağız. Ama önemli olan bu notlar ışığında kendimize verdiğimiz değeri artırabilmekte. Hatalarımıza rağmen kendimizi sevmekten asla vazgeçmiyorsak doğru yoldayız demek.

Son sözü ünlü İspanyol romancı, şair ve oyun yazarı Miguel de Cervantes’e vermek istedim. Hepimiz onu; yaşamının sonlarına doğru, kapatıldığı hapishanede kaleme aldığı meşhur eseriyle tanıyoruz. Modern Avrupa'nın ilk romanı olarak kabul edilen ve bugüne kadar yazılmış en iyi kurgusal eserlerden birisi. ‘’Don Kişot’’

‘’Neşe ve keder insanın gözbebeğindedir. Nasıl bakarsan öyle görürsün.’’

Gözbebeklerime neşeyi yükledim ben de. Yüzüme de kocaman tebessümlerimi. Öyle bakıyorum şimdi yazdığım satırlara. Sizler de okurken öyle bakın bana ve satırlarıma. Olmaz mı? Ve bunu hepimiz bir alışkanlık haline getirelim.

Kendi içsel yolculuğumuz sırasında öyle işimize yarayacak ki. Ne olur unutmayalım.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

19.06.2014

Kaynaklar: http://www.banaisbul.com/tag/david-brooks-konusmasi; www.safaknakajima.com; http://www.drwaynedyer.com

1 yorum:

  1. Uc yaziyi da okudum, harika bir yazi, gercekten bahsettiginiz yontem pratik ve gelistirici, elinize saglik

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...