8 Şubat 2014 Cumartesi

HAYAL GÜCÜNÜN RENÇBERLERİ

Evrensel ve çok güzel bir dil sanat. Yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak belirtiliyor pek çok kaynakta. Bu dili sevgileriyle aşklarıyla yoğuran; emeklerini alın terlerine katıp; eserleriyle yaşama damgasını vuranlarsa sanatçılar. Her kültürde, her mozaikte ses getiriyor yaptıkları. Farklı renkleri, tınıları ve dokunuşları ile bizleri adeta büyülüyor. Yeri gelip başımızı döndürüyor. Yeri gelip düşündürüyor. Yeri gelip gözyaşlarımızı çağırıyor usul usul ya da gülümsetiyor.

"Yaratmanın başlangıcıdır hayal gücü. Dilediğinizi hayal edersiniz; hayal ettiğinizi amaçlarsınız; amaçladığınızı yaratırsınız nihayet."  der ünlü İrlandalı yazar George Bernard Shaw.

İşte hayal gücünün en güçlü rençberleri onlar. Hangi dalda olursa olsun müthiş bir yaratıcılık ve hayal gücü var eserlerinde. Rençberlerin toprağı milim milim kazıp havalandırmasına, bereketlendirmesine benzetirim ben onların yaşam içinde eserleriyle var oluşlarını. Öylesine değerlidir varlıkları hepimiz, ülkemiz ve hatta dünyamız için.

Sanat devasa bir kaynak. Alabildiğine geniş bir yelpaze. Hangi birini sayalım ki? Edebiyat ve müzik bir yana; görsel anlamda ruhumuzu okşayan heykel, mimari, resim, tiyatro, bale, opera, fotoğraf ve sinema öte yana. Sanatın hangi dalında olursa olsun sanatçı olmak ise bambaşka bir değer. İçlerindeki o güçlü enerjiyi bizlere aktaran, aktarırken kalbimizi esir alan, sevgimizi çoğaltan, anlarımızı güzelleştiren gönlü güzel insanlar.

Yaşantısı ve eserleriyle dünyaya adeta damgasını vuran ünlü sanat adamı Leonardo da Vinci bakın ne demiş?

‘’Güzel olan her şey insanın hafızasından kaybolabilir, fakat sanatta asla. ‘’

Sanatçılar hayatı bizim gördüğümüzden daha farklı görüyor. Detaylardaki güzelliklere kendi duygu, düşünce ve hayallerini de katıp ortaya öyle bir eserle çıkıyorlar ki… Hayran olmamak, saygı duymamak elde değil. Eserleriyle zamanı ve anı adeta donduruyorlar. Hayatın albenili dokunuşlarını hissedip, onları ölümsüzleştirken; aynı zamanda bizlere yaşama sevinci aşılıyorlar. Elbette her sanatçının olaylara bakış açısı, yorumlayış biçimi ve anlayışı farklı. Ama bu çok çeşitlilik, etrafımızdaki renklerin sayısını artıran en güzel etkenlerden de birisi.

Ruhumuzu dinlendiren bir melodinin bestekarı; bizlere dünyanın pencerelerini açan ve içimizi sıcacık yapan bir romanın yazarı; duygusal dünyamızı besleyen, aşkımızı dizelerine hapseden bir şair; renklerin harmonisini hayal gücüyle bütünleştiren bir ressam; gözlerimize görsel şölen yaşatan balerinler, baletler, akrist ve aktörler; kulaklarımızın pasını silen şarkıcılar ve daha niceleri. Varlıklarıyla, eserleriyle ülkeler arası iyi ilişkilerin, keyifli diyalogların sessiz ve mağrur elçileri. Bir milletin gelişmişliğinin en naif göstergesi değil midir sanata ve sanatçılara verilen değer?

Tıpkı güzel Atamızın dediği gibi; ‘’ Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata mâlik olamaz.” Var olmamız için gereken yaşamsal bir zorunluluk adeta. Hava gibi su gibi gerekli hepimize. Çünkü ruhumuzun beslenmeye, gönlümüzün zenginleşmeye ihtiyacı var. 

Yaşamın zorlu kıskaçları gün geliyor hepimizi bunaltıyor, enerjimizi yok ediyor. İşte böylesi zamanlarda; sanatın herhangi bir dalı bizleri bu kıskaçtan kurtarıp, bir anlığına da olsa tebessüm etmemizi, mutlu olmamızı sağlıyor. Hele hele baktığımız bir resimde, okuduğumuz bir romanda ya da şiirde, dinlediğimiz bir melodide, seyrettiğimiz bir filmde kendimizden bir şeyler buluyorsak yaşadığımız heyecan ve keyif katlanarak artıyor. Kendimizi daha iyi hissediyoruz. Mutlu olduğumuzun farkına varıyoruz. Yarına umutla hazırlanıyoruz. Ders alıyoruz zaman zaman, bir şeyler öğreniyoruz. Eğleniyoruz. Yaşamın getirdiklerine daha geniş açıdan bakabiliyoruz. Bunlar az şeyler mi? Asla.

Modern dünyamızda değerleri hala yeterince anlaşılamayan gönlü zengin insanlar onlar. Sessiz sedasız, kendi iç dünyalarındaki hayalle bizleri şaşırtan, her defasında yüzümüzü gülümsetenler. Maddiyatı düşünmeden maneviyata gönül verenler. Yaşama yaptıkları katkıların değeri, daha ileriki zaman dilimlerinde ancak fark edilenler. Yıldızlarla süslü hayatlarını yaşarken yanında olanların, alkışlar azaldığında bir başına bıraktığı biraz da yalnız insanlar. Bir ülkenin ilerlemesinde ve dünyaya tanıtılmasında tartışmasız en güçlü aracı onlar.

Sanatçılar hepimizden cesur aslında. Özgür ruhlarıyla hayatın içinde yol alırken, hayal ettiklerini gerçekleştirme cesaretine sahipler çünkü. Kim ne derse desin, yorumlar ne kadar negatif olursa olsun onlar için fark etmiyor. Bu işe gönül verdikleri için maddiyatı ikinci plana atıyorlar. Çok zor yaşam mücadelesi içinde olsalar dahi eserleri uğruna her zorluğa katlanıyorlar. Sonunda yanlış anlaşılabiliyorlar. Yeterince övgü ve alkış da almayabiliyorlar. Ama onlarda öyle engin bir yürek var ki, eserlerini yaratmaya devam ediyorlar; hem de yaşamlarının son anına değin. Zekaları yaratıcılıklarını beslerken, akılları hep bir adım önde. Yaşamın içinde neden var olduklarını biliyorlar. Eserleriyle yıllara meydan okuyorlar. Ve bence sevgiyi saygıyı fazlasıyla hak ediyorlar.

Sanatçıları ve eserlerini yorumlarken; düşüncelerine daha saygıyla yaklaşabilsek, ön yargılı olmasak keşke. Ne düşündüklerini, neden o satırı yazdıklarını ya da o resmi yaptıklarını, o melodiyi neden o tarzda bestelediklerini sorgularken naif olmaya çalışmak öyle önemli ki. Hepimizin aynı şeyi düşünmesi mümkün değil elbette. Çünkü her insanın olayları, duygu ve düşünceleri yorumlayış biçimi farklı. Aynı anda aynı şeyleri düşünmemiz, madalyonun hep aynı tarafından bakmamız öyle zor ki. Bu bağlamda eserlerini oluştururken sanatçıların ne düşündüğünü bilmemize de imkan yok. Unutmamak gerekiyor ki zevkler ve renkler tartışılmaz. Üstelik içinde hayal dünyasının gizemli tozları varsa.

O halde gelin bakış açımızı geniş, toleransımızı ise her daim yüksek tutalım. Tutalım ki sanatın o engin yolunda verdikleri savaşta yalnız olmadıklarını, desteklendiklerini hissetsinler. Hayatımızın olmazsa olmazı saygı ve sevgi hep başucumuzda durursa; bunu başarmak an meselesi. Öyle değil mi?

Sanata gönül veren ve kalıcı eserleriyle adlarını unutulmazlar listesine yazdıran tüm sanatçılara selam olsun. Gönüllerindeki o engin güzelliği bizlerle paylaştıkları için her birine ne kadar teşekkür etsek azdır. Dileğim o ki, bizlere aşıladıkları yaşam enerjisinin fazlası onlar için de olsun. Yaşarken değerleri anlaşılsın. Eserleriyle hep var olsunlar. Ve bizlerin gönüllerini zenginleştirmeye devam etsinler.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

23.02. 2012





1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...