13 Ocak 2014 Pazartesi

BENİM GÜNAHLARIM ( MEA CULPA 1/2 )

Okumak, yazmak ve bu arada araştırmak… tıpkı bir zincirin halkaları gibi. Biri diğerine bağlıyor beni. Adeta aklımdan yakalıyor ruhumu da içine katıyor. Gördüğüm her yeni kelime, her yeni bilgi benim için hazine kadar değerli. Hele bazı kelimeler var ki sanki okurken ışıldıyor. İşte bunlardan bir tanesi MEA CULPA.

Latince iki sözcük. MEA benim; CULPA ise suç, günah demek. Yani mea culpa benim suçlarım, günahlarım anlamında. Yerleşmiş bir kalıp aslında. Pek çok şarkının da sözünde kullanılmış haliyle.

Kendimizle yüzleştiğimiz ve başımıza gelenlerin başkalarından çok bizim seçimlerimizle şekillendiğinin göstergesi. Hatalarımızdan kurtulup, ruhumuzu arındırmak adına bir anlamda kendimizden özür dilediğimiz bir süreci anlatıyor. Çünkü biz bu sözcüğü kullandığımızda kendi iç sesimizi duymuş, hatalarımız ve günahlarımızla boy ölçüşmüş oluyoruz. Kısacası hayatın, seçimlerimizin ve düşüncelerimizin bizi getirdiği noktanın farkındayız. Evet içimiz acıyor belki ama olsun.

Bundan sonrası kendimizi affetmek ve bu suçlardan arınmak. Yani işimiz son bir hamleye kaldı.

Sonrası mı?

Sonrası alabildiğine hafiflik ve özgürlük.

Bilinçaltımızda bizi rahatsız eden, hayat enerjimizi kıran her şeyle yüzleşiyoruz bu kelime sayesinde. Kabulleniyoruz yani. Kolay mı? Değil biliyorum. Zorlu ve dimdik bir yokuş. Üstelik ‘mea culpa’ diyebilmek cesaret istiyor. Ama kendimizden kaçıp saklanmak nereye kadar sürer ki?

Unutmamak gerekiyor ki, o sesin varlığı, ara sıra artan debileri ile yaşam kalitemiz bir türlü istediğimiz noktaya erişemiyor. Hayallerimiz hep ertelenirken, bizler ha bugün ha yarın mutlu olacağımız ANLARI bekliyoruz. Ama nafile.

Başımıza belki dünyanın en berbat olayı geldi. Hani düşmanımın başına bile gelmesin dediğimiz türden. Sınandık günlerce, belki aylarca. Yok saydık, görmezden geldik yaşananları, ama olmadı. Kendimizden kaçtık, belki yıllarca. Şehir hatta ülke değiştirdik. Sonuç ise hep aynı.

Yaşananları kabul etmediğimiz, yok saydığımız sürece hep bir arayış içinde olacağız.  Ta ki durduğumuz, kendimizi tarttığımız; duygu ve düşüncelerimizin arasına kurduğumuz hamaktaki zoraki salınmalarımıza bir son verdiğimiz ANa değin. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

28.11.2013





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...