18 Haziran 2013 Salı

HAYATA SEVGİYLE DİRENİYORUM…

Gün olur insan olanları, yaşananları bir film izliyormuşçasına seyrederken, gördüklerine, duyduklarına inanamazken içinin ne kadar acıdığına tanık olur. Sessiz çığlıklar atarak haykırır… İçinden geçenleri anlatacak kelimeleri sırra kadem basmıştır adeta. Kafasında birbiri ardına üşüşen pek çok düşünce yönsüz, izsiz, sağa sola çarpmakta; neredeyse bir önceki düşüncesinin üzerini koyu bir sis tabakası gibi örtmektedir çünkü. Artık öyle bir hale gelmiştir ki, ne düşüncelerine ne de duygularına söz geçiremez. Ufalanmış, dağılmış, hayatın o güzel ritmi önünden koşarken gözleri görmez olmuştur.

Paylaşmak istediği yığınla şey olmasına rağmen, haykırıp, bağırıp belki de öfkesini dindirmek yerine sükutla beklemektedir. Çünkü bilir ki kızmak, öfkelenmek, dile gelen her sözü sarf etmek kolaydır. Karşısındakinin insan olduğunu unutmak da. Ama asıl olan içinde yanardağ patlarken sessiz kalabilmektir belki de. Sessizliğini anlayanlar olsun diye değil, hayata karşı böyle durmayı tercih ettiği için.

Herkesle beraber yaşadığı onca olumsuzluk karşısında zorlanmasına rağmen bilir ki; negatif düşünmek, içindeki öfkeyi sözcüklere dökmek karşılığında yenilerini getirecektir. Evrenin yasası böyle çünkü. Ne düşünür, sözcüklerimize neyi yükler ve sarf edersek karşılığında onu alıyoruz. O halde sakin kalabilmeyi bilmek gerekiyor her durum ve şart altında. Bizler Mevlana’nın torunlarıyız. Onun o derin hoşgörüsünden nasibini alan sevgi dolu bir milletiz. Yüreklerimizde öyle bir sevgi var ki… Sadece paylaşılmayı ve paylaşıldıkça çoğalmayı bekliyor o kadar.

Kabul etmek gerekiyor ki; şu bir sahnelik perdede daha önce yaşamadıklarımızı görmek zorumuza gidiyor hepimizin. Ruhumuzu, kalbimizi yaralıyor. Gözümüzün önünde emeklerin yok oluşuna, yakılan canlara, vurdumduymazlığa, şiddete, alabildiğine kine, gözü dönmüşlüğe, geri adım atmamak adına harcanan zamana, adını koyamadığımız inatlaşmaya, ayrımcılığa sevgisizliğe tarif bulmakta zorlanıyoruz hepimiz. Korkularımız, endişelerimiz ve sıkıntılarımız aynı. Ama fark edemediğimiz bir şey var. Bizler hayatı ve yaşananları sorgulamaya kendimizi ne kadar çok  kaptırırsak; o ölçüde hayatı, yaşamayı unutuyoruz. Giderek sevgiden uzaklaşıp ters yöndeki karamsarlık durağına doğru koşar adım gidiyoruz.

Oysa ki hayat HER ŞEYE RAĞMEN devam ediyor. Yaşanacak, paylaşılacak pek çok güzellikle doğuyor her yeni sabaha. Bu zor dönemlerde bu güzellikleri görebilmek zor olsa da; inançla arzuyla görmeyi denemek, pes etmemek gerekiyor ki kendimizi bir an önce toparlayalım.  

İşte şimdi bulunduğumuz noktada bu güzellikleri yakalamak için bir an önce harekete geçelim diyorum ben. Olumsuz ne kadar düşünce varsa beynimize üşüşen, bizi karamsar, gergin, endişeli yapan hepsini bir güzel temizleyelim. Buna başladığımız andan itibaren arınacak, hafifleyecek ve olumlu düşüncelere hayatımızda yeniden yer açacağız inanın bana. Bakın bizler böylesi karamsarken hayat durmadı, her yeni sabah yeniden umutla doğdu. Belki bizlerden birileri fark eder diye bekledi gün boyu. Bizler fark etmediğimiz için de hepsi dün olup gitti. Çünkü öfkenin, kızgınlığın, karamsarlığın, endişelerin, sıkıntıların bitmesini bekleyen bir start-stop düğmesi yok yaşamın, geçen zamanın. O hızla giderken arkasından tekrar koşmalı, koşup yakalamalı ve en sevdiğimiz vagona yerleşmeliyiz bir an önce.

Ben inanıyorum ki tüm olumsuz düşünceleri yenecek kadar da cesuruz hepimiz. 
Karamsarlığa prim bırakmayacak kadar gözü pek. O halde gelin beraberce yakalayalım hayatı yine ve yeniden kaldığımız yerden. Tebessümlerimizden, sımsıcak sevgimizden ne çok ayrı kaldık düşünsenize.

Evet zorladı hayat bizi. Evet hala da zorluyor belki ama yeter… geçen zaman, geçen o güzelim anlar dün olduğunda kim geri getirecek onları? Telafisi var mı? YOK. O halde vakit ŞİMDİ…

Zorluklara, hayata direnelim bu sefer de. İçimizin yangını bitmese de, duyduklarımız kulaklarımızdan silinmese de yapalım bunu. Paylaşalım hayatın renklerini yeniden umutla. Maviye, yeşile, huzura hasret gönüllerimize hayatın NAİF dokunması için daha çok SEVGİye yer açalım yüreklerimizde. Sevdikçe, aşkla baktıkça, bakmaya gayret ettikçe karşımızdaki anlayışsızlıklar son bulacak. Bulmalı!

Ben buna inanıyorum ve her şeye rağmen hayata direnmeyi seçiyorum UMUTla… Elimi tutmak isterseniz gönül kapımdaki sonsuz sevgimde herkese yer var. Hayatı sevgiyle paylaşmak varken, başka alternatifler bizlerden uzak dursun… Umutlarımızın tazelenmesine olanak tanısın. Sevginin sıcaklığını elden ele, gönülden gönüle paylaşalım ki çoğalsın. Sevgisizliği alıp götürsün. Nasır tutmuş yürekleri yumuşatması zaman alacak olsa da ne gam. Biz sevgiyle, hoşgörüyle, aşkla başlayalım ve o ilk adımı atalım; gerisi kendiliğinden gelecek emin olun.

Hayatın en güzel ilacı paylaştıkça artan sımsıcak SEVGİMİZ olsun hepimizin…

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

15.06.2013



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...