19 Eylül 2011 Pazartesi

GALATA KULESİ ( 360° İSTANBUL)


İstanbul’da gezilecek, görülecek, tarihine, güzelliklerine hayran kalınacak öyle önemli yapıtlar var ki…

Her biri nevi şahsına münhasır, her biri ayrı bir emeğin, ayrı bir güzelliğin simgesi…

Buram buram tarih kokuyor.

Sizi kendisine hayran bırakıyor.

İşte bu güzel yapıtlardan bir tanesiyle seslenmek istedim bugün, bu yazımda.

Yer Galata, yapıt ise tarihin tozlu sayfalarından başını masmavi gökyüzüne uzatmış; adeta İstanbul’un simgelerinden birisi haline gelmiş Galata Kulesi.

İstanbul’un tüm güzelliklerini 360° açıyla görebileceğiniz buram buram tarih kokan masalsı bir kule.
Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan, bir süre Cenevizlilerin kullandığı kule; 1453’te 
İstanbul’un fethi ile Türk’lerin eline geçiyor. Yıllarca değişik amaçlara hizmet ediyor, pek çok badireler atlatıyor ama, dimdik ayakta kalmayı başarıyor. Şimdilerde ise hem eşsiz manzarası hem de leziz Türk yemeklerinin ve danslarının sunulduğu gece kulübü ile turistlerin ilgi odağı. Bakımlı, tertemiz, bir o kadar da mağrur. İstanbul semalarında ben de varım diyor, bütün ihtişamı ile.

Çocukluk yıllarımda rahmetli babacığım bir gece yemeğe götürmüştü beni. Tüm hayatım bu güzel şehrin mozaikleri arasında geçtiği halde bir daha gitmek kısmet olmamıştı. Taa ki bugüne değin. Bu kez kızım eşlik etti bana. Biz gezimizi gündüz yaptık ve el ele İstanbul’un o eşsiz manzarası arasında adeta kaybolup gittik.

Güneşin parlak ışıkları altında pırıl pırıl parlayan boğaz, Boğaziçi köprüsü, Kız Kulesi; diğer tarafta Galata Köprüsü, Atatürk köprüsü ve nihayet Haliç köprüsü ile ışıldayan Haliç. O ne güzel manzara, o ne büyülü atmosfer… kelimeler düşüncelerime yetişmekte zorlanıyor inanın bana.

Tarihi yarımada üzerinde yer alan Topkapı Sarayı, Ayasofya, Aya İrini, Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami, Eminönü Yeni Cami, Yıldırım Beyazıt Cami, Çemberlitaş, Beyazıt Kulesi, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı,… tam karşınızda. Tarihin içinden size adeta göz kırpıyor. Her biri içinde binlerce anısıyla tarihimizin bugüne gelen yansımaları.

Kulenin 16,45 metrelik çapını adım adım gezmek demek işte bu tarihle, bu doğa güzellikleri ile iç içe olmak demek. İnsanın ayrılası gelmiyor oradan. Bir tur atmak yetmiyor, bir daha bir daha çevresinde dönmek ve İstanbul’un tüm güzelliklerini gözleriyle içmek istiyor insan adeta. Yerden 61 metre yüksektesiniz, rüzgar hafif hafif esiyor ve siz muhteşem güzelliklerin karşısında kendinizden geçiyorsunuz. Bu kod farkı deniz seviyesinden tam 140 metre aslında. Bu arada kulenin duvar kalınlığı da 3,75 metre. İç pencerelerden bu mesafeyi anlamak da mümkün. Kulenin 5. Katında top namlularının yerleştirildiği yuvalar, 7. ve 8. katların her birinde ise 14 pencere bulunuyor. Her şey inanılmaz güzellikte.  

O eşsiz manzarayı izlerken; Galata’dan Üsküdar’a olan mesafeyi gözünüzle bile zor takip ediyorsunuz. Oradan uçmayı denemek  ne büyük bir cesaret, hem de o zamanın şartlarıyla. Sözünü ettiğim kişiyi elbette tanıyorsunuz. Kendi yaptığı kanatları ile dünyada ilk uçan kişi unvanını alan Hezarfen Ahmet  Çelebi ( Hezarfen lakabı Farsça olup, çok şey bilen anlamına geliyor).

Böylesine korkusuz bir büyüğümüzün olması, dünyaya adımızı cesaretiyle ve zekasıyla kanıtlaması bir Türk olarak hepimizi gururlandırıyor. Ama gelin görün ki kulede ona ilişkin yeterli tanıtım yapılmamış. Onunla ilgili daha geniş bir bilgi sunumu olmalıydı. Bir simülasyon yapılabilirdi ya da en azından  yabancı ve Türkçe lisanlarda bir belgeselin ekranda gösterilmesi, hoş olmaz mıydı diye düşünmeden edemedik kızımla.

Oradan ayrılırken böylesi güzel bir şehirde yaşadığımıza, bu denli zeki ve gözü pek ataların evlatları olduğumuza bir kez daha şükrediyoruz.

Elimizde öyle değerli hazineler, öyle ihtişamlı yerler var ki… hepsi tarihin içinde birer yıldız gibi parlıyor. Bizlerin yapacağı tek şey ise onlara daha çok sahip çıkmak, değerlerini daha çok bilmek ve en güzel şekliyle tanıtımını yapmak.

Gerisi? Gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

07.09.2011


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...